Aksiyona Geçebilmenin 8 Kuralı
Çoğu zaman aksiyon almak ve harekete geçmek yerine olduğumuz yerde hareket edemez halde sıkışıp kalıyoruz.
Neden dersiniz?
Kendi içimizde öz güvenimizle ilgili beliren şüpheler, mükemmeliyetçi olma halimiz, beklentilerimizi çok yüksek düzeyde tutma eğilimimiz, önümüze gerçekçi hedefler koymamamız, dikkatimizin dağınık olması ve çok çok detaylı bir planlama içine girmemiz çoğu zaman ileriye doğru adım atmamızı engelleyebilecek durumlar yaratabiliyor.
“Real Change” / “Gerçek Değişim” Kitabından Alıntılar #1/ Aksiyon
Yaşadığımız bir acı, kayıp veya içinden geçtiğimiz zorlu bir sınav bizim kolayca kendi içimize kapanmamıza neden olabiliyor. Fiziksel, duygusal hatta hücrelerimize kadar olduğumuz yerde kapanıp kıvrılabiliriz ve yaşadığımız ani değişimin şokunu atlatmaya çalışırız.
Bu durum, bir anlamda bedenimizde yasadığımız bir enfeksiyona benziyor. Ve bedenimiz savunmaya geçmek üzere etkilenen bölgeye doğru hücum ediyor. Özellikle büyük bir acıya dayanmaya çalıştığımızda duyarlılığımız, farkındalığımız, şefkatimiz çok kolay bir şekilde dumura uğrayabiliyor. Ve bu uzun bir zamana da yayılabiliyor.
R.A.I.N - Zor Duygularla Kalabilme Pratiği
“Hava nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun!” söylemi pek bir kullanılır sosyal ortamlarda.
Peki ama gerçekten zihnimizi, bedenimizi baş edilmesi zor ve genel ruh halimizi yerle bir edecek duygular sardığında, bu kara bulutların yol açtığı sarsıcı fırtına ve sağanak yağmurun etkisini dindirecek nasıl bir yol izlenebilir?
Meditasyon ve Mindfulness öğretmeni Tara Brach böylesi durumlar için önerdiği, “RAIN / YAĞMUR” adında bir pratik var. Genelde Mindfulness pratiklerini uygulamayı gündelik yaşamın koşturması içinde unutabileceğimden, “RAIN” kısaltması kolayca hatırlayabileceğimiz bir pratik olabiliyor.
Real Change / Gerçek Değişim
AN. AN.Lam ve AN.lamak modülleriyle geliştirdiğim “Değişim Anda Başlar.™” koçluk metodolojimin bazı bölümlerini daha önce sizlerle paylaşmıştım.
“Değişim anda başlar.™” söylemimin çıkış noktasında temel bir görüş yatıyordu. Bu görüş, insan olmamızın getirdiği bazı temel özelliklerimizi her zaman için daha da ileriye götürebileceğimiz, geliştirebileceğimiz ve kendi potansiyelimizi gerçekleştirebileceğimize olan inancımdı.
NEDEN DEĞİŞİM?
Zaman zaman, hepimizin tam ve bütün olduğunu değişik platformlarda söylemekteyim. Peki tam ve bütünsek, değişim neden? Ve gerçek değişim nedir?
Kaygılarımızı Azaltmak Mümkün!
"Kaygı" ile "Korku" çok yakından ilişkili duygulardır. Bu yüzden de çok fazla karıştırılırlar.
Kaygı ile korku yakın duygular olmalarına rağmen aralarında önemli farklar bulunmaktadır.
KAYGI ve KORKU ARASINDAKİ FARK
Korku daha çok şu anda ortaya çıkan tehlikelere karşı gösterilen bir tepki iken kaygı gelecekle ilgili endişeleri içermektedir.
Anksiyeteyi azaltmak için 7 adımda Merkezlenme Pratiği
Bir çoğumuz bazı sebeplerden dolayı ara sıra olumsuz bazı duygularımızın esiri olabiliyoruz.
Günlük yaşamımızda korku, endişe, stres, kaygı, huzursuzluk, gerilim gibi değişik şekil ve boyutlarda hayatımıza girebilen bu duygular bedenimizi sardığında pek bir şey yapmak istemez canımız. Ya da bir şeylerle uğraşsak bile pek keyif alamayız yaptığımızdan.
“Real Change” / “Gerçek Değişim” Kitabından alıntılar/Değişim Mümkün.
1970’lerden bu yana Meditasyon ve Mindfulness konusunda eğitimler veren Sharon Salzberg, geçtiğimiz Eylül ayında bir kitap yayınladı: Real Change; yani, Gerçek Değişim.
Vipassana (İç görü) ve Loving-Kindness-Compassion (Sevgi-Nezaket-Şefkat) meditasyonu geleneğinden gelen Salzberg bu kitabında Meditasyon pratiğinin pasif bir eylem olmadığını, zira aksiyona geçebilmemiz için gereken “konsantrasyon” ve “enerjiyi” sağlayabileceğimiz bir pratik olduğunu vurguluyor. Ve tıpkı Gandhi’nin meşhur “Dünyada yaratmak istediğin değişimin kendisi ol.” sözünün hatırlatırcasına, gerek kendi iç dünyamızda gerekse çevremizde oluşturmak istediğimiz değişimi yaratmamızın ancak büyük resmi görebildiğimizde mümkün olabileceğini belirterek, bizlere çeşitli pratikler öneriyor.
The way you speak to yourself matters. / Kendinizle konuşma biçiminiz önemli.
Hayatımızda en çok gevezelik eden kim biliyor musunuz?
Kendi iç sesimiz. Nam-ı değer zihnimiz.
Ben ona “iç yargıcım” da diyorum bazen.
Beni sürekli eleştiren, yanlış ve eksik yaptıklarımı her an yüzüme vuran...
Herkes sustuğunda bile susmayan bu ses size de tanıdık geldi mi? Sürekli konuşuyor olması bir yana, ya söyledikleri?
Asıl dikkat etmemiz gereken yer burası. Çünkü ister istemez, kendinizi kendimizle konuşurken bulduğunuz an, önemli bir an.
Deep Listening / Derin Dinleme
Dinleme sanatı”, bugünün hiper hızli iletişim ve bilgi çağında kulağa eskilerde kalmış bir teknoloji gibi geliyor.
Bir başkasıyla sohbet ederken kaç kez gerçekten açık fikirli ve kalpten dinleyip dinlemediğinizi sorguladınız?
Aynı şekilde sizin de bir başkasına derdinizi anlatırken "Neden anlamıyorsun? Neden benim gördüğüm şeyi göremiyorsun?" diye yüksek sesle çıkışmak istediğiniz zamanlar olmadı mı?
Meditasyon ve Mindfulness öğretmeni Thich Nhat Hanh, bizleri “karşımızdaki kişiyi tek bir amaçla dinlemeyi” deneyimlemeye davet ediyor.
İyi Bir Dinleyici Olmanın 7 Yolu
Gündelik hayatımızda ve başkalarıyla olan iletişimimizde bir çok farklı durumla karşı karşıya geliyoruz.
Her bir durumun dinamiklerini iyi anlayabilmek, kavrayabilmek ve gereken aksiyon, seçim ve kararı doğru bir noktadan alabilmemiz için esnek olmamız yanında, duruma dikkatlice bakmamız ve aynı ölçüde durumu iyi dinleyebilmemiz de gerekiyor.
Gerçek Değişimi Yönetebilmek #6 / 7 Adımda Liderlik Ruhu - Bölüm 2
Geçen hafta başladığım, “Liderliğin Ruhu” başlıklı yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Deepak Chopra’nın aynı isimli kitabına değindiğim bu yazı serisinin bir önceki bölümde LİDERLER (LEADERS) kelimesinin ilk üç harfini ele almıştım. Bu yazımda ise geri kalan 4 harfin Deepak Chopra gözünden ne anlama geldiğini irdeleyeceğim.
D – Cesaretle Hayal etmek ve Aksiyona Geçmek (Dare to dream and do it.)
Love in Action / Sevgiyi Hayata Geçirmek
Hayatımızda yaptığımız her işi, tüm benliğimizi ve sevgimizi aksiyona dönüştürebileceğimiz birer pratik olarak görebilir miyiz?
Her işimizi bu amacımıza ulaşmak için bir fırsat olarak değerlendirip, daha güzel bir dünya yaratmak için sevgiyle dolu enerjimizi gündelik yaşamımızın içine yayabilir miyiz?
SEVGİ BİR FİİLDİR /
Daha önceki yazılarımda, Empati (Empathy) ile Şefkat (Compassion) arasındaki farka değinirken, Şefkatin proaktif bir biçimde aksiyon içerdiğinden söz etmiştim.
“Sevgi bir fiildir.” diyor Meditasyon hocası Sharon Salzberg. Yani sadece bir sözcük değil, eylem barındırıyor içinde.
Open Mind, Open Heart / Açık Zihin, Açık Kalp
Açık bir zihin, karşılaştığımız durumlara “Başlangıç Zihni” ile bakabilmemizi sağlıyor. Ön yargılarımızdan, inanç kalıplarımızdan uzaklaşarak bakmamızı.
Hayatımız farklı zorluk ve testlerle dolu. Ancak belki bu zorluklar arasına sıkışmış ve içinden ışık süzen alanları görebilmek, bizi içimizdeki potansiyeli yaşamaya daha çok yaklaştırıyor.
7 Adımda Liderlik Ruhu
Deepak Chopra, uzun yıllardır takip ettiğim ve sevdiğim bir yazar. Doktor olmasının yanısıra bütüncül sağlık, spiritüalizm, insan potansiyeli, liderlik, kadim öğretiler, meditasyon ve daha bir çok farklı konuda yazdığı sayısız yazı ve kitaptan ilham almışımdır.
2010 yılında yazdığı “Soul of Leadership / Liderliğin Ruhu” adlı kitabı, aradan 10 yıl geçmesine rağmen, zaman aşımına uğramadan, hatta çok daha güncel ve anlamlı bir şekilde geçerliliğini koruyor.
Gerçek Değişimi Yönetebilmek #5 - 7 Adımda Liderlik Ruhu - 1. Bölüm
nsanların refahı, mutluluğu ve humanitarizm üzerine araştırmalar yapan Chopra vakfının, aynı zamanda bilim ve spiritüalizmi bir araya getiren sağlık şirketi Chopra Global’in kurucusu ve bütünleştirici tıp ve kişisel dönüşüm konusunda sayısız kitabın yazarı Deepak Chopra, 2010 yılında bir kitap yazdı: The Soul of Leadership / Liderliğin Ruhu.
Uzun yıllardır benim de takip ettiğim ve kitaplarını severek okuduğum Chopra, liderlerin asıl görevinin yöneticilik vasıflarının da ötesinde “değişim ve dönüşüm” yaratmak olduğunu vurguluyor.
New Comfort Zone / Yeni Konfor Alanımız
Konfor alanımızdan çıkmayı neden sevmeyiz?
Çünkü insan, doğası gereği kendisine mutluluk, rahatlık ve zevk veren deneyimlere eğilim gösterirken, bu duyguların tersini yaratan durumlardan uzak kalmayı tercih eder.
Çünkü bünyemizi zorlayan ve rahatsızlık veren bir alan içine gireriz. Zihnimiz, tanıdık ve bilindik olanı sever.
New Perspective / Yeni Bir Bakış Açısı
Değişimine doğru atılacak ilk ve en gerekli adım:
▫️Yeni bir bakış açısı geliştirmek.
Peki, algımızı ve bakış açımızı ne oluşturuyor?
▫️İnanç sistemlerimiz.
Öyle ise bir kişinin inanç sistemini ve şartlanmalarını nasıl anlarız?▫️Lisanından ve konuşma biçiminden.
Bu yüzden başlangıç noktamız lisanımızı fark etmek ve kullandığımız kelimelerimizi dikkatlice seçmek ve gerektiğinde değiştirmek olmalı.
A-New / Yeniden
Yine, yeni, yeniden.
Kimine göre sevilen bir şarkının ismidir bu.
Kimine göre ise yaşadığımız çağın hızına, temposuna ve değişimine karşı dayanıklı ve esnek olabileceğimizi ve her şeye yeniden başlayabileceğimizi bize hatırlatmak için söylenmiş anlamlı bir söz.
Peki, sizin “yeni” ile olan ilişkiniz nasıl? Hayatınızda yeniden, yepyeni bir başlangıç yapmak ister miydiniz?
Mindful Coaching
Shakespeare’in beğendiğim bir sözü var: “İyi ya da kötü diye bir şey yoktur. Düşüncelerimizle böyle bir ayrımı yaratırız.”Zihnimiz, algılarımızın baş mimarı.
Tabii, düşüncelerimizin de gerisinde alışkanlıklarımız, koşullanmışlıklarımız, inanç kalıplarımız ve korkularımız var.
Be Present / An’da Olmak
An’da olmak, stres, anksiyete ve daha pek çok problemin çözümünü bilimsel kanıtlarla destekleyen bir oluş hali.Bir başka deyişle “şimdi ve burada” olmak, olanı her an bilinçli olarak farkında olmamız demektir.
Bu anlamda, Mindfulness yaşam biçimine, yani sağlıklı ve mutlu bir yaşama, geçişin ilk adımıdır. Çünkü sizi hem kendinizle hem de çevrenizde olan her şeyle bağlantıya getirerek, stres, endişe, korku ve kaygılarınızı daha ustaca yönetebilmenize imkan tanır.
Değişim an’da başlar. ™