Aksiyona Geçebilmenin 8 Kuralı

aksiyona-gecebimenin-8-kurali-raquel-habib-coaching

Çoğu zaman aksiyon almak ve harekete geçmek yerine olduğumuz yerde hareket edemez halde sıkışıp kalıyoruz.

Neden dersiniz?

Kendi içimizde öz güvenimizle ilgili beliren şüpheler, mükemmeliyetçi olma halimiz, beklentilerimizi çok yüksek düzeyde tutma eğilimimiz, önümüze gerçekçi hedefler koymamamız, dikkatimizin dağınık olması ve çok çok detaylı bir planlama içine girmemiz çoğu zaman ileriye doğru adım atmamızı engelleyebilecek durumlar yaratabiliyor.

Çoğu zaman dikkatimizi dağıtan şeyler arasında kaybolduğumuz, bizim için GERÇEKTEN ÖNEMLİ OLANI gözden kaçırdığımız ve başarmak istediğimiz o harika işleri gerçekleştirmek üzere bir türlü odaklanamadığımız olur.

Bu nedenle aşağıda önereceğim basit ve uygulanabilecek bazı temel pratiklerin aksiyon almanız ve harekete geçmemiz üzere enerjinize ivme kazandırabileceğini düşünüyorum. Umarım sizler de faydalarını görürsünüz.

1.Konuyu gerektiğinden fazla analiz etmeyin.

Çok fazla düşünmeye başladığımızda bir düşünceye takılıp kalırız bazen. Bu bizim hareket esnekliğimizi engeller. Düşünmek ve nereye, niye ve nasıl gideceğinize ait net bir vizyonunuzun olması tabii ki gerekir. Ancak bazen çok düşünmek yerine harekete geçip “sadece yapmak” daha doğru bir strateji olabilir.

2. Planlamanızı detaylar içinde kaybolmadan hızlıca yapın.

Düşünmenin ötesine geçip düşündüklerinizi kağıda dökmek aksiyona geçmek anlamına gelmiyor. O nedenle planlamanızı da hızlı yapma becerisi geliştirmek sizi aksiyona yaklaştırır.

3. İlk adımı atın ve harekete geçin.

Ne kadar küçük olursa olsun, hatta bazen kendinizden emin olmasanız bile, ayaklarınız ger geri de gidiyor olsa ilk adımı atmak gerisini kendiliğinden getirir.

4. Küçük adımlarla başlayın.

Küçük küçük başlamak her zaman motive edicidir. Zira üstlendiğiniz bir işi tamamlayıp, başarı elde ettiğinizi görür ve bir sonraki işe şevkle ve azimle geçersiniz.

5. En önemli ve öncelikli konulara odaklanın.

Dikkatinizi dağıtan şeylerden uzaklaşın. Kendinize önemli ve öncelikli bir görev seçin ve sadece o göreve odaklanın. Tamamlandığında, aynı yaklaşımla bir sonraki önemli işinize odaklanın.

6. Farkındalıkla hareket edin.

Aldığınız aksiyon hızlı olmak zorunda değil. Yavaş, farkındalıkla ve temkinli ilerleyebilirsiniz. Duygum, düşüncem ve bedenimde ne oluyor? Bu davranışımın arkasındaki ihtiyacım ne? gibi soruları kendinize sorarak ilerlemek kendiniz ile bağlantınızı korumanızı saglar.

7. Mükemmeliyetçi yanınızı törpüleyin.

Aksiyona geçmek istiyor musunuz? O zaman mükemmeliyetçi zihniyetinizden uzaklaşın biraz. Hata yapsanız ne olur diye kendinize sorun. Hata dediğiniz şeyin ne olduğunu sorgulayabilirsiniz. “En kötü ne olabilir?” diye sorarım ben kendime her zaman.

8. Kendinizi pozitif düşüncelerle besleyin.

Ah o olumsuz düşüncelerimiz yok mu? Kendimizden şüphe ettiğimiz, uğraştığımız işi yarıda bırakma arzusu…İşi bırakmak yerine bu düşünceleri bırakmak daha iyi bir strateji olabilir bazen. Pozitif düşünce ve kendimizle konuşma biçimimizin neden önemli olduğunu daha önceki yazımda vurgulamıştım. Çünkü gizemli bir şekilde söylediklerimiz bir şekilde gerçeğe dönüşebiliyor.

 

Sevgiyle kalın,

An’da kalın.

Previous
Previous

Anksiyete ile ilgili Gerçekler #1 / Endişeli olduğumuzu her zaman fark etmeyebiliriz.

Next
Next

“Real Change” / “Gerçek Değişim” Kitabından Alıntılar #1/ Aksiyon