Real Change / Gerçek Değişim
AN. AN.Lam ve AN.lamak modülleriyle geliştirdiğim “Değişim Anda Başlar.™” koçluk metodolojimin bazı bölümlerini daha önce sizlerle paylaşmıştım.
“Değişim anda başlar.™” söylemimin çıkış noktasında temel bir görüş yatıyordu. Bu görüş, insan olmamızın getirdiği bazı temel özelliklerimizi her zaman için daha da ileriye götürebileceğimiz, geliştirebileceğimiz ve kendi potansiyelimizi gerçekleştirebileceğimize olan inancımdı.
NEDEN DEĞİŞİM?
Zaman zaman, hepimizin tam ve bütün olduğunu değişik platformlarda söylemekteyim. Peki tam ve bütünsek, değişim neden? Ve gerçek değişim nedir?
Öncelikle, doğal olarak hepimiz yaşadığımız hayatta mutlu olmak istiyoruz. Bu mutluluğumuz hem dış hem de içsel durumlara bağlı. Bizler yaşadığımız tüm olaylardaki dışsal etkileri algılarımız vasıtasıyla yorumlayarak bir filtreden geçiriyor ve yorumluyoruz. Bu da mutluluğumuzu olumlu ya da olumsuz yönde etkiliyor.
Her zaman bir takım teknik beceriler elde etmek ve potansiyelimizi daha yukarıya çekmek için efor ve zaman harcıyorsak, içimizde hep var olan temel insanlık vasıflarımız sevgi, şefkat, huzur, dayanıklılık, duygusal denge gibi unsurları da her zaman daha da ileriye götürebiliriz.
Bu da ancak kendi içimizde yaşayacağımız ve dış dünyamıza bakış açımızı da dönüştürecek bir değişimle mümkün olabiliyor. Tüm bunları düşünerek, “Şu an ne durumdayım?” diye kendimize sorsak, belki de “Neden değişim?” sorusuna kendiliğinden cevap bulmuş olacağız.
İçimizde oluşan kızgınlık, korku, kıskançlık hatta nefret gibi duyguları neden bizlere zarar verdikleri notada durdurarak bizlere hizmet eder hale getirmeyelim ki?
REAL CHANGE / GERÇEK DEĞİŞİM
Sharon Salzberg, “Real Change” kitabı ile ilgili yaptığı söyleşilerden birinde içimizde oluşan “kızgınlık” duygusuna vurgu yapıyor. Kızgın olduğumuz bir zamanda, dış etkenlere yönelik hislerimizle ani bir tepki vererek tüm enerjimizi yok etmek yerine, bir an için düşünerek odağımızı sadece kızgınlık hissine çevirdiğimizde, bu hissin bedenimizde yarattığı olumsuz etlileri de gözlemlediğimizde yani bir Mindfulness pratiği yaptığımızda, kızgınlık hissinin içinde bir çok farklı bileşen barındırdığının da farkına varıyoruz.
Belki korku, yalnızlık, yetersizlik, üzüntü, öfke, kızgınlık ve tüm bunların neticesinde bir çaresizlik hissi…
Kızgınlık hissinin altına gizlenmiş olan bu duyguları değiştirmek ya da yok etmek değil amacımız. ilk adım onların varlığını kabul edip, onlarla güvenle oturabilmeyi hatırlamak.
İşte bu duygularımızı gözlem anında, o anda, belki küçük de olsa bir aksiyon alma noktasına gelebiliyoruz ve bu aksiyon ile o anda hayatımızda gerçek bir değişim başlatmış ve yaratmış olabiliriz.
OTURUYORUM VE GERÇEĞE DÖNÜYORUM.
Bir başka söyleşisinde Sharon Salzberg’e soruyorlar: “Meditasyonda ne yapıyorsun diye? "Oturuyorum ve gerçekçi oluyorum." diye cevap veriyor Salzberg. Yani bir anlamdan Meditasyonda gerçeklerle yüzleştiğini belirtiyor.
Görüşlerimiz, algılarımız veya eylemlerimiz “gerçek” olandan ne kadar çarpık olursa o kadar mutsuz oluyor ve acı yaratıyoruz kendimize
GERÇEKLE UYUM İÇİNDE OLMAK SÜPER BİR GÜÇ GİBİDİR.
O nedenle, “Gerçek”le uyum içinde olmak gerçekten SÜPER BİR GÜÇ gibidir.” diyerek ekliyor Salzberg. “Sevgi ve Şefkat’in bu kadar güçlü hisler olduğunu söylememin nedenlerinden biri budur. Çünkü sevgiyi, şefkati ya da nezaketi duygusal, zayıf veya etkisiz bir olgu olarak düşünmek kolaydır. Oysa tam tersi, çok güçlüdür SEVGİ.
ŞEFKATLE VE ZİHNİNİZDE OLUŞACAK HAFİF BİR GÜLÜMSEMEYLE HER ŞEYİN OLMASINA KABUL VERMEK
“Sadece şefkatle ve zihninizde oluşacak hafif bir gülümsemeyle her şeyin olmasına kabul verme becerisini gerçekten bir güç olarak görüyorum, çünkü hayatımızın ne kadar bağlantılı olduğunun gerçeğini yansıtıyor. Bir yandan “ben” ve “diğerleri”, “biz” ve “onlar” bakış açısının bizlerin önünde duran bir engel olduğu gerçeğini görerek, bir yandan da olaylara daha farklı bir bakış açısıyla bakarak birbirimize görünmez bağlarla bağlı olduğumuz gerçeğini görebiliriz.”
Meditasyon hiç bir şey yapmadan sessizce oturmak anlamına gelmiyor. Tam aksine yaşamımızdaki dış etkenler ne kadar olumsuz, ya da ruh sağlığımızı ne kadar derinden etkiliyor olursa olsun, meditasyon sonrasında içimizde bir enerji ve konsantrasyon oluşuyor. Bu oluş haliyle alacağımız aksiyonlar ve atacağımız adımlar, hem kendimizin hem de başkalarının hayatında yaratabileceğimiz gerçek değişimin de tohumlarını ekiyor.
Sevgiyle kalın,
An’da kalın.