Öz Şefkatin Dikenleri /

Yeri geldiğinde “Hayır” diyebilmek, rol yapmamayı seçmek, kendin ya da sevdiklerin için dimdik bir duruş sergilemek, görüşlerini çekinmeden ifade etmek, itiraz etmek, korkuna rağmen cesurca adım atmak, aksiyona geçmek, herkesin seni sevmemesini göze almak, sert çıkışlar yapabilmek…

Çoğumuzun zaman zaman epey zorlandığı tutumlar olabiliyor bu saydıklarım.

Yaşadığımız toplumda yetiştirilme tarzımızdan dolayı çoğu zaman gerçek fikirlerimizi söyleyemedik; sessiz sedasız içimizde bir kenara koyduk.

“Ayıp olmasın” ifadesini aile içindeki günlük diyaloglarımızda sıkça işiterek büyüdüm ben ve hep merak ettim: Hangi kültürde bu kadar güçlü bir olgu?

raquel-habib-yang-sefkat.png

Ayıp kelimesi başka hangi lisanda karşılık buluyor acaba?

Neden ayıp olsun gerçek fikrini söylemek?

Neden ayıp olsun “hayır” demek?

Neden ayıp olsun karşındakinin istemediğini yapmak?

Neden ayıp olsun önce kendin için bir kahve almak?

HAYIR DEMEK, BENCİLLİK DEMEK DEĞİL!

Asi, isyankar ve bencil biri sanmayın böyle davrananları.

Onlar sadece, aşağıda bahsedeceğim “şefkatin farklı bir yanını” deneyimliyor veya deneyimletiyor olabilirler.

HİÇ “HAYIR” DEMEYECEK MİYİZ?/

Bu isyan eden yanınızı fark ediyorsanız,

görüyorsanız, duyuyorsanız.

YALNIZ DEĞİLSİNİZ…

Bilin ki öz-şefkat vakti gelmiş.

Bilin ki öz- şefkatin özüne inme vakti gelmiş.

SAĞLIKLI BİR ÖZ ŞEFKAT İÇİN /

Bir önceki yazımda “empati yorgunluğu” yaşamamak için öz şefkatin önemli olduğuna dikkat çekmiştim.  Evet öz-şefkat önemli. Ancak burada “kendini sevmek” kavramını “kendini beğenmişlik” kavramıyla karıştırmamak lazım. Ayrıca öz-şefkat denilince çoğu insanın aklına yüzeysel, ince, nazik, hassas toz pembe ortamlarda olma halleri akla gelebiliyor. Oysa öz-şefkatli olmak sadece yumuşak olmayı gerektirmeyebiliyor; aynı zamanda içinde koruyucu, güçlü, çetin ceviz olmayı, bazen ustaca bir kaktüs gibi DİKENLİ olmayı gerektirebiliyor.

ÖZ ŞEFKAT’İN YIN-YANG TARAFI/

Kadim Çin felsefesinde YIN-YANG olarak tabir edilen; figüratif siyah-beyaz, dualite sembolünü hepiniz bilirsiniz. Şefkat konusunda derin araştırmalar yapan Dr. Kristin Neff bu semboldeki dualite kavramının öz-şefkatin içinde de var olduğunu söylüyor ve şefkatin “YIN Şefkat” ve “YANG Şefkat” olarak iki yanı olduğundan bahsediyor.  

YIN kısmı; yukarıda sözünü ettiğim sıcak, yumuşak, merhametli tarafımız ; YANG kısmı; sert, haşin, ateşli, dişimizi gösterdiğimiz, ihtiyaçlarımızı savunduğumuz, koruma içgüdümüzle harekete geçtiğimiz tarafımızı temsil ediyor.

HAYIR DEMEK, BENCİLLİK DEMEK DEĞİL!/

Dr. Kristin Neff; bir yandan; çevremizdeki insanlara şefkatli olduğumuz kadar kendimize de YIN ÖZ-ŞEFKATİ göstermemizin önemini vurgularken; diğer yandan da dışarıdan sınırlarımızı zorlayan birine karşı “Dur” diyebilmek, “Hayır” diyebilmek, “İstemiyorum” diyebilmenin;  bir YANG ÖZ-ŞEFKAT tatbiki olduğundan bahseder.  

ANNE AYI GİBİ ŞEFKATLİ ve DİŞLİ /

Kristin Neff bir anne ayının gerektiğinde çocuklarını korumak için kükreyip, onları beslemek için başka hayvanları avlayıp, onları korumak için güvenli bir mekana taşımasını YANG ŞEFKAT’e örnek olarak veriyor. Zira anne ayının yaptıkları aksiyon ve aktif güç gerektiren oluş halleridir.

BAŞKASINA SAĞLIKLI SINIRLAR ÇİZERKEN ŞEFKATSİZ MİYİZ?/

YANG şefkat, bugüne kadar benliğimizde yer etmiş şefkat tanımının tam tersi bir oluş hali gibi görünebilir.  Bazen dik durup HAYIR dememiz, SINIRLAR ÇİZMEMİZ veya ADALETSİZLİKLE SAVAŞMAMIZ gerekir. Peki “Hayır” derken “sınır çizerken” şefkatsiz mi sayılırız? Hayır! Sadece şefkatli bir denge arayışı içerisindeyizdir; ve karşımızdaki kişinin de bunu anlayabilmesine alan açarız.

KENDİMİZE SAĞLIKLI SINIRLAR ÇİZMEK MÜMKÜN MÜ?/

Kendimize YANG öz-şefkatli olmamız ise, bir başkasına gösterebilmekten daha zordur. Çünkü kendimize sınır koymak öz disiplin gerektirir. Örneğin bir alışkanlığınız var, Yang şefkat ile kendimizi frenlememiz ve motive etmemiz, odağımızı dağıtmamız ve bunu yaparken halen her zaman kullandığımız yumuşak şefkati de elden bırakmamız gerekir. Olduğumuz gibi kabul edilemez olduğumuz için değil, kendimizi sevdiğimiz ve umursadığımız için.

DENGE, DENGE, DENGE/

Gereğinden fazla YANG şefkat, bizi isyankar ve asilik noktasına getirebileceği gibi, gereğinden fazla YIN şefkat ise pısırıklık ve ürkeklik noktasına götürebilir bizi. İkisinden de biraz hayatımıza katmaya ihtiyacımız vardır. İkisi de dengeli ve birbirlerine entegre olmalıdır.

YANG şefkati yüksek düzeyde deneyimlersek, şefkatin YIN tarafını eksik bırakmış oluruz. Bu da hayatımızda bir dengesizlik yaratır. Ve dengesizlik ortaya çıktığında yaşam kendini dengeye getirmek için karşımıza farklı olaylar çıkararak duruma müdahele eder.

“Kendimizi ve çevremizdeki dünyayı dönüştürmek için kullanılabilecek şefkatli gücü ancak, öz şefkatin her iki tarafının da dengeli bir şekilde mevcut olması durumunda yaratabiliriz” diyor Kristin Neff

Çünkü yaşamın içinde asla bir uçta uzun süre kalamayız. Bu, evrenin kendini dengede tutması için gereklidir. Bu, dualitenin kuralıdır. Zıtlar birbirleri ile var oldukları sürece tam ve bütündürler.

Peki, siz kendinize daha fazla yin (yumuşak) şefkat mi, yoksa yang (aktif) şefkat mi uyguluyorsunuz?

Previous
Previous

Eko-Anksiyete /

Next
Next

Merhamet Yorgunluğu /