No self, no problem /
Bir önce yazdığım yazıda gerçek doğamızın saf bilinç olduğundan ve meditasyon pratiğinin bu hakikati duyumsamamıza imkân sağladığından bahsetmiş ve sonuçta hayatımızda yaşadığımız pek çok sorunun özünde, kendimizi benlik duygumuzla sınırladığımızın yattığını belirtmiştim.
İşte “No self, no problem”, yani “benlik olmadığında, problem de yok” sözünün özünde de bu kavram yatıyor aslında. Her kadim ve ruhani öğreti bize temelde sımsıkı tutunduğumuz bu benlik duygumuzdan zamanla uzaklaşmamızın esas olduğunu söylüyor.
Oysa yaşadığımız çağın bizim üzerimizde oluşturduğu güvensizlik, huzursuzluk ve kaygı durumu gerçeği algılamamıza ve tüm sıkıntı, acı ve ıstıraplarımızdan özgürleşmemize pek de izin vermiyor.
Ne zamanki bu oluş hallerimizden uzaklaşabiliyor ve “birisi” olma gayemizden uzaklaşıyoruz, o zaman özgürleşme ve onun da ötesinde “Uyanma” sürecine girebiliyoruz. Tasavvuftaki “hiç”lik kavramı da bu gerçeğe işaret etmiyor mu?
Bazen tek yapmamız gereken şey dinlenmek. Meditasyon, doğu öğretilerinde “dinlenme sanatı” olarak da tanımlanıyor. Dinlendiğimizde, nefesimize odaklanıyoruz ve zihnimizi saran tüm o kavram ve fikirleri daha net görebiliyoruz. Ardından, bu odaklanmanın yerini huzur ve dinginlik hali alıyor. Tıpkı bulutlarla çevrelenmiş bir dağın yavaş yavaş bulutlardan sıyrılarak kendini göstermesi gibi. Burada benlik de yok, başkası da.
Büyük bir şirketin başkanı ya da CEO’su olduğunuzu ya da son derece güzel bir fiziksel bedene sahip olduğunuzu düşünün, ve ne kadar kendi varlığınızı bu kimlikle özdeşleştirdiğinizi. Kim bilir ne kadar çok zorlanırsınız bu kimliğinizi hep aynı düzeyde tutmak için ve aynı zamanda içten içe acı da çekiyor olabilirsiniz belki de.
Peki bu ego-benliğini nasıl aşabiliriz? Sadece şimdi ve burada, an’da olarak, nefesimize odaklanarak başlayabiliriz belki bu yolculuğa…İnanç sisteminiz ne olursa olsun, aynı şekilde dualar bile bizde bir adanma hissi uyandırdığında bizi kendi benlik duygumuzdan uzaklaştırmaya imkan sağlar.
Meditasyon yaparken de amacımız budur bir yerde.
Hem benlik hem de dualite duygularımızdan bir süre de olsa uzaklaşabilmek.
Yaşadığımız hayatta bilinçli ya da bilinçsiz olarak bir şekilde hep farklı sorunlarla mücadele etmek zorundayızdır. Yetersizlik duygumuz, kendini bize maddi ve manevi anlamda hissettirir. Çünkü sevgili egomuz, kimliğimizden ödün vererek gerçek anlamda özgürleşmemizi pek istemez.
“Ben” le başlayan olma halimiz, iç sorunlarımızın kaynağını oluşturur.
Tibetli Budist yazar Anam Thupten, “No Self, No Problem” isimli kitabında bu konuyu oldukça sade bir dille anlatıyor bizlere.
Bu gerçeğin bilinciyle hayatımızı daha dengeli ve usta bir şekilde yaşayabileceğimize ve zorluklarla baş edebilmeye alan açabilir miyiz sizce? Ne dersiniz?
Sevgiyle kalın,
An’da kalın.