Kalıpların dışından bakabilmek /

Zihnimizin en güçlü özelliği geçmişten bilgi toplamak ve gelecek hakkında çıkarımlarda bulunmak. Bir yandan hayatımızı devam ettirmemizi destekleyen bu becerimiz, maalesef diğer yandan insanlarla olan ilişkilerimizde ön yargılı olmamıza ve bu kişilere ve yaşananlara sabit bir bakış açısı ile bakmamıza neden oluyor.

Çocuklarımın küçük yaşlarda her şeyi unutabilme özelliklerine bazen sinirlensem de çoğu zaman hayran kalırdım. Hoşuna gitmeyen bir durumu, onları üzen birini kısa bir süre içinde unutabiliyorlardı. O kişi hakkında hiç bir eski inanca ya da düşünceye tutunmadan onunla tekrardan sanki kırıcı hiç bir şey yaşanmamış gibi ilişkilerine devam edebiliyorlardı.

Çocuk gibi her an’a başlangıç zihni ile, merakla ve her şeyi ilk defa görüyormuşçasına bakmak derken bu durumdan bahsediliyor Mindfulness anlatımlarında.

Bu örnekten yola çıkarak kendimde fark ettiğim sınırlayıcı düşüncelerin, ilişkilerimi ve karşılaştığımı zor durumlarla baş etme becerimi ne kadar zorladığını fark ettim.

Özellikle yakından tanıdığım kişileri dinlerken ne kadar baştan hükümlü dinlediğimi fark ettim.

Siz de bazen kendinizde fark ediyor musunuz;

“Kesin unutur beni aramayı.”

“ Asla erken yatmaz ki!”

“Muhakkak ters cevap vermişsindir.”

“Zaten sen hep çekingendin..”

“Ödevini bitirmemiştir.”

“O başlatmıştır kavgayı…”

 diye başlayan, baştan hükümlü, sınırlayıcı düşünce kalıplarınızı?

İnsanlar hakkındaki ön yargılarımız, varsayımlarımız, olaylar ve durumlara verdiğimiz cevapları ne kadar çok etkiliyor öyle değil mi?

Ben de bir gün böyle sınırlayıcı bir zihin yapısı ile oğlumu dinlerken bana verdiği cevap ile sarsıldım.

“Anne sen bana hep dünkü İlker’mişim gibi bakıyorsun. Oysa ben bugün yeni biriyim, neden hep aynı şekilde davranacağıma inanıyorsun? Fikrimi ve davranışlarımı değiştirebilme şansım var biliyor musun?” dediğinde, yüzümde ortaya çıkan hayranlığı ve utancı tahmin edersiniz. Oğlum bana hayatımın büyük ama sık sık unuttuğum derslerinden birini vermişti.

Artık eski zihin yapım ile hayata baktığımı çok daha hızlı fark edebiliyorum.

Sevdiklerimle, tanıdıklarımla ve tanımadıklarımla ilişkilerimde mümkün olduğu kadar tüm bildiklerimi bir kenara bırakmaya ve genellemelerden uzak durmaya niyet ediyorum.

Siz de hayatınızdaki kişileri hep aynı pencereden görüyorsanız, aşağıda paylaştığım egzersizi sık sık yapmak isteyebilirsiniz. Böylece başlangıç zihni ile baktığınızda içinde bir çok olasılığı barındıran kişileri ve olayları hayatınıza çekme şansınız olabilir. En başta da kendinizin tüm olasılıkları içinde barındıran versiyonunuzu. Ne dersiniz, denemeye var mısınız?

Aşağıda sizlerle paylaştığım pratiği Meditasyon ve Mindfulness hocası Jack Kornfield’den uyarlamaya çalıştım.


PRATİK / İçsel ve dışsal çatışmalar yaşadığınız durumlarda içinizdeki bilgeliği ortaya çıkarmak


Bu pratiği içsel ve dışsal çatışmalar yaşadığınız durumlarda içinizdeki bilgeliği ortaya çıkarmak amacıyla kullanabilirsiniz.

Başlangıçta bir yere oturarak başlayabilirsiniz. Daha sonra bu pratiği sosyal durumlarda da uygulayabilirsiniz.

Nefesinize veya vücudunuza odaklanarak sessizce ve rahatça oturun. Kendinizi hazır hissettiğinizde, on yıl ilerideki bir zamanı aklınıza getirin. O zaman ne olacağını bilmediğinizi kabul edin. Bu “bilmeme” duygusunu hissedin ve bu duyguyla rahatlayın. Her gün yüz binlerce insanın doğup ölmekte olduğu dünyanın uzay boşluğunda döndüğünü düşünün. Her bir hayat nereden geliyor? Her şey nasıl başladı? Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki! Zihninizde “bilmemenin gerçeği”ni hissedin ve rahatlayın.

Şimdi, yaşadığınız içsel ya da dışsal bir çatışmayı aklınıza getirin. Nasıl olması ya da olmaları gerektiği konusunda sahip olduğunuz tüm düşünce ve fikirlerin farkında olun. Şimdi de gerçekten bilmediğinizi anlamaya çalışın.. Belki yanlış olan şey sizi daha iyi bir şeye doğru götürecek. Bilemiyorsunuz.

Kendinize, söz konusu çatışma durumuna, “bilmiyorum” zihniyle hareket eden diğer insanlara nasıl yaklaşacağınızı düşünün. Hissedin. Bilmiyorum. Emin değilim. Sabit bir fikrim yok. Yeniden anlamak istemenize izin verin. Açıklıkla ve “Bilmiyorum” zihniyle yaklaşın.


Sizlere keyifli deneyimler dilerim.

Lütfen düşüncelerinizi ve hissettiklerinizi benimle paylaşın.

Sevgi ile kalın

An’da kalın.

Previous
Previous

Boş bardak mı, dolu bardak mı…

Next
Next

Her gün yeniden farklı bir gözle bakmak /