Huzurlu olabilmek için önce uyumlu olabilmek /
Hayatta hep bir şeyleri, başka bir şeylere tercih ediyoruz.
Siyahı beyaza, sıcağı soğuğa, tatlıyı ekşiye...
Tercih etmediğimiz şey önümüze geldiğinde
bir direnme, bir gerginlik, bir huzursuzluk hali kendini gösteriyor.
Ötelemeye başlıyoruz alışık olmadıklarımızı…
Ve sonuçta, mutsuz oluyoruz.
TERCİH ETMEK
YA DA ETMEMEK/
“Anlamak sevmektir.” der Thich Nhat Hanh. Bu, tercih etmediğimiz şeyler için de geçerli belki de. Bir süre tercih etmediklerimizi meraklı bir gözle anlamaya çalışsak…
Anlamasak bile tepki vermeden önce bir durmayı denesek; veya tutunmasak isteklerimize bir an. Hatta ara ara istemediğimiz şeyler yaparak alıştırsak kendimizi…
İRİTASYONLARIMIZDAN
İRİTE OLMAMA PRATİĞİ
Mesela ben bunu fark ettiğimden beri;
Kahvemi sütlü içmeyi sevsem de,
sütsüz içiyorum biraz sert gelse de.
Soğuk su içmeyi sevsem de,
ılık içiyorum bayılmasam da.
Yürümeyi seviyorum ama arada
koşmayı deniyorum sevmesem de…
İÇ HUZURA
GİDEN YOL
Hayatta hep istediğimiz olmuyor, olamaz da zaten.
Hayatta istemediğimiz şeyler de olacak.
Eğer hayatın getirdiklerine kalbimizi açma
pratiğimizi geliştirirsek; göreceksiniz;
Bir süre sonra etkilenmiyor olacaksınız.
AĞAÇ GİBİ
OLMAK/
Duşüncelerime kapılıp irite olduğum zamanlar
hep aklıma bambu ağaçlarını getiririm.
Yağmur yağsa da, kar yağsa da, öylece dururlar. Soğuk havada paltoları yok, yaz sıcağında yelpazeleri yok. Yağmurda şemsiyeleri yok.
İçleri boş olması onlara esneklik verir.
Rüzgarda eğilirler, kırılmazlar.
Bizlerin de düşüncelerden kafamızı boşaltıp
esnek olmamız gerekiyor biraz sanki.
Uyum yeteneği en büyük meziyet
aslında tekamül yolculuğumuzda…
AMOR FATI, latince “love of fate” , “her şeyin bir nedeni var; o an öyle gözükmese bile” demekmiş. Biz de “her işte bir HA-YIR var.” demez miyiz?
Aklın yolu da “bir”: Ruhsal gelişimimiz içinde her şeyin bir yeri, nedeni var. Bu hayallerimizin peşinde koşmayalım anlamına gelmiyor; aksine bu yolda mücadele ederken daha güçlü olmanın anahtarını veriyor bize adeta.
Ya sizce?
Sevgiyle kalın.
An’da kalın.