Ben’in ötesindeki “Ben”i sevme pratiği
Aynaya bakıp isminizi söyleyerek “Seni seviyorum.” demek bazılarınıza tuhaf bir pratik gibi gelebilir. Hatta kendinizi garip hissedebilirsiniz ilk başlarda. Yapması da öyle çok kolay olmayabilir.
Ancak yapa yapa, bilinçli bir şekilde kendinize dikkatli bakarak o ana kadar görmediğiniz şeyleri görmeye başlayabilirsiniz zamanla. Örneğin cildinizle, gözünüzle ya da saçınızla ilgili değişik bir durum farkındalığı yaşayabilirsiniz.
Bu anlamda kendimize, gözlerimizin içine bakmamız aslında son derece özel ve mahrem bir durumdur. Öyle bir an gelebilir ki, o aynada gördüğünüz kişiyi sevdiğinizi söylerken bile bu sözün doğru olmadığını hissedebilirsiniz. Söylediğiniz söz inandırıcı gelmeyebilir size. Kendinize karşı hissedeceğiniz sevgiden önce, yaptığınız hatalar gözünüze batabilir örneğin.
Asıl mesele de burada yatıyor zaten. Kendimizi koşulsuz sevebilmemiz için öncelikle mükemmel olmayan yanlarımızı kabul etmemiz ve kırılgan noktalarımızı benimsememiz gerekiyor.
Fransız filozof Teilhard de Chardin’in sevdiğim bir sözü var: “Bizler ruhani deneyimler yaşayan insanlar değil, insani deneyimler yaşayan ruhlarız.” diyor.
Aynaya bu açından baktığımızda fiziksel bir bedene sahip ruhani bir varlık olduğumuzu ve bu dünyaya aslında “kendimiz” olmak için geldiğimizi fark edebiliriz. Ve kendimize hak ettiğiniz sevgi ve saygıyla yaklaştığımızda o an’da olmanın iç huzurunu hissedebiliriz.
Kendimize derinlemesine bakmamızın zor olmasının sebebi, egomuzu devre dışı bırakmamız ve egomuzdan çok daha fazlası olduğumuz hissine, yani gerçek doğamıza yaklaşabilmemizdir.
Kişisel gelişim konusunda sayısız kitap yazan Louise Hay’in üstüne basa basa tekrar ettiği bir konudur kişinin kendini sevmesi. Çünkü, kendini sevmek hayatta sevinç, mutluluk, refah ve anlamlı deneyimlerler yaşayabilmenin öncelikli şartıdır der ve bu ayna pratiğini istikrarlı bir şekilde yapmayı önerir.
Belki siz de bu egzersizi hayatınıza taşıdığınızda kendinize karşı daha nazik, daha şefkatli bir noktaya gelebilirsiniz; zihninizdeki size karşı duruş sergileyen o iğneleyici ses azabilir git gide. Kendinize ve başkalarına karşı daha sabırla, sevecenlikle ve sevgiyle yaklaşabilirsiniz.
Sonuçta, bu pratiği yapıp, kendinizin deneyimlemesi gerekiyor.
Bu basit gibi görünen ancak kendimize sürekli hatırlatarak düzenli bir şekilde yapabileceğimiz pratiği şu şekilde uygulayabilirsiniz.
1. KENDİNİZE BİR AY SÜRE TANIYIN.
2. BU BİR AY BOYUNCA AYNANIN ÖNÜNE GEÇEREK GÖZLERİNİZİN İÇİNE BAKIN.
3. AYNAYA BAKTIĞINIZDA KENDİNİZE “SENİ SEVİYORUM...” VEYA “SENİ OLDUĞUN HALİNLE SEVİYORUM...” DİYEREK CÜMLENİN SONUNDA KENDİ İSMİNİZİ SÖYLEYİN.
4. FİZİKSEL KİŞİLİĞİNİZİN ÖTESİNDEKİ BENLİĞİNİZİN VARLIĞINI HİSSEDENE KADAR BU PRATİGİ TEKRAR EDİN.
Pratik sonrasındaki sonrasında yaşayacağınız deneyimleri şimdiden merak ediyorum doğrusu.
Sevgiyle kalın,
An’da kalın.