Anksiyete ile ilgili Gerçekler #2 / Anksiyete, “Burada ve An’da” olmadığınız zamanlarda artar.
Anksiyetenin devreye girip kendini hissettirmesi için zihninizin ya geçmişte ya da gelecekte olması gerekir. Bu durum, genellikle geçmiş dönemde yaşadığınız bir travma ya da gelecekte planladığınız bazı olayların üzerinizde yarattığı beklenti ve korku ile bağlantılıdır.
Araştırmalar, anksiyete yaşayanların gelecekle ilgili düşünceler söz konusu olduğunda “olumsuz” bir önyargıya sahip olduğunu gösteriyor. Eğer endişeliyseniz, olumsuz bir durum da yaşasanız, ilerde bu durumdan çok daha kötü şeyler olacağını düşünür ve olayları başka bir bakış açısıyla görmekte de zorluk çekersiniz.
Zihnimizin geçmişte ya da gelecekte yaşıyor olmasının en temel sorunu, bizi yaşadığımız “gerçek”likten koparmasıdır. İngilizce’de de “Reality Check “denilen bir tabir vardır. Bazen içinde bulunduğumuz vahim durumun bizi tahrip eden etkisiyle sağlıklı düşünemez, yanlış tepkiler verebilir, ani ve yanlış kararlar alabiliriz. Özetle gerçeği tüm çıplaklığıyla görmekte zorlanırız.
Zihnimizin bu tutumu, aynı zamanda bizi sevinci, neşeyi, sakinliği ve iç huzuru deneyimleyebileceğimiz tek an’dan, yani şimdiki zamandan çekip alır.
“MINDFUL” BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ: AN’DA KALIN.
Tüm meditasyon pratikleri temelde bizim burada ve şimdi’de kalabilme becerimizi artırmayı hedefler. Ancak “Beden Taraması”, bizim şimdiki zamanda merkezlenebilmemizi sağlayan oldukça etkili bir pratiktir. Bedenimizin fiziksel formunu ve bedenimizin bulunduğumuz yerle temas ettiği noktada zeminin gücünü, dengesini, dayanıklılığını hissetmemiz; ve bedenimizle zemin arasındaki yakın bağlantıya odaklanmamız kaygının enerjisini hafifledir.
Zihninizin geçmişte veya gelecekte olduğunu fark ettiğinizde – ki bu gerçek değişimi başlatan çok önemli bir dönüm noktasıdır - aşağıdaki farkındalık pratiğini yapabilirsiniz.
• Otururken veya bulunduğun yere uzanmış bir pozisyonda, gözleriniz açık veya kapalı bir şekilde sadece nefesinizi fark edebilirsiniz.
• Bırakın nefes farkındalığınız size rehberlik etsin. Bedeninizdeki duyumsamaları nefes farkındalığıyla hissetmeye çalışabilirsiniz.
• Bedeninizde şu anda ne gibi duyumsama ve hisler var? O duygularınıza biraz mesafeyle bakmaya çalışabilirsiniz.
• Zihninizle sanki MR cihazı gibi kendinizi başınızdan parmak uçlarınıza kadar tarayabilirsiniz ve bunu yaparken acele etmeden ve istediğiniz süreye yayabilirsiniz bu pratiği.
• Taramayı yaparken, meraklı ve açık bir zihinle kendinizi yargılamadan bakmaya çalışın hislerinize.
• Dikkatinizi, bedeninizin oturduğunuz koltuğa veya uzandığınız zemine değen kısımlarına yöneltebilirsiniz.
• Kendinizi sanki oturduğunuz ya da uzandığınız zemin sizi sıkıca tutuyormuş gibi hissedebilirsiniz.
• Kendinizi rahat ve güvende hissettiğinizde, farkındalığınızı bu kez çevrenizdeki seslere, kokulara veya gözünüzün gördüğü noktalara doğru yavaşça genişletebilirsiniz.
• Farkındalık alanınız genişlese de bulunduğunuz yerde halen merkezlenmiş ve bağlantıda olduğunuzu gözlemleyebilirsiniz
• Beden taraması bittiğinde ve siz günlük işlerinize geri döndüğünüzde bu farkındalığınızı korumaya çalışabilirsiniz.
Sevgiyle kalın,
An’da kalın.