Kendimizi nasıl sevebiliriz?
“Kendimizi sevmek” konusuna farklı bir bakış açısı getirerek “Kendimizi sevebilmemizin ilk adımı Mindful bir şekilde nefes almaktır.” diyor zen ustası Thich Nhat Hanh.
Wonderful Illustration by @mattblease We love your minimal and witty style.
Bazen ilgilendiğimiz işlere öylesine kendimizi kaptırıyoruz ki, bedenimizi hatırlamayı ve ona özen göstermeyi unutuyoruz.
Bedenimizi unutmakla da kalmıyoruz. Stres, kaygı, telaş, ne derseniz deyin, bizi yıpratan tüm etkenlerin bedenimizde yarattığı tahribatı bile göremiyoruz.
Oysa bedenimiz, varlığımızın en önemli parçalarından biri aslında.
O yüzden, durup, bilinçli bir nefes alarak bir bedenimiz olduğunu fark etmek, hatta onunla konuşmak, mesela “Merhaba Bedenim, bugün nasılsın?” diyebilmek, kendimizi sevme eyleminin ilk aşaması olabilir. O yüzden “Hepimiz Bir’iz” buluşmalarımızda Beden Taraması meditasyonuna ayrı bir önem veriyorum.
Hele bir de zihnimiz de bu kervana katılır, o da bedenle buluşursa, işte o zaman şimdi ve burada beden ve zihin bir bütün olabiliyor.
Bir adım daha ileri giderek, “Mindful bir nefesle başlayan yolculuk, iki temel farkındalık yaratıyor.” diyor Thich Nhat Hanh.
Biricisi, bedenimizin hayranlık uyandıran, gizemli, mucizevi yanının farkına varıyoruz. Ve bu farkındalık sonuçta içimizdeki şükran duygusunu harekete geçiriyor ve bedenimize değer vererek, onu daha da sevmemizi sağlayabiliyor. Bedenimizin, inanılmaz yapısıyla içinde tüm evreni barındıran bir organizma olduğunu görebiliyoruz.
Bu hakikati görebilmek, başlı başına şifa veren ve bizi besleyen bir his. Bu hissi geçtiğimiz hafta birlikte pratik ettiğimiz Öz Şifa meditasyonunda deneyimlemeye çalıştık birlikte.
Nefes yoluyla bedenimizle bağlantı kurduğumuzda yaşadığımız ikincisi farkındalık ise, bedenimizde o an var olabilecek ya da uzun süredir birikmesine izin verdiğimiz gerginliği, ağrı ya da sızıyı hissedebilmemiz.
Uzun süredir ihmal ettiğiniz o bedeni görebiliyoruz ve nefesimizle bu gerginliği azaltabiliyoruz. Nefes alıyoruz, bedenimizi fark ediyoruz; nefes veriyoruz, gerginliğimizi bedenimizden dışa doğru yayarak rahatlama hissi yaratıyoruz.
Sadece bu duygu bile şifa vererek kendimizi yenileyen bir etki yaratıyor üzerimizde.
Bedeninizde bir acı biriktirdiğimizi fark ettiğimizde; zor duygular su yüzüne çıkmaya başladığında, 2-3 dakika sürece yapabileceğimiz nefes pratikleriyle acılarımızla yüzleşebilir, onların derinine inebilir, nedenlerini görebilir, kabullenebilir ve acımızı bu yolla hafifletebiliriz.
Daha da önemlisi çevremizde bulunan herkesin acısı ile empati kurabiliyoruz. Ve bu anlayış her zaman beraberinde bir şefkat duygusu getiriyor. Şefkat duygusu ise şifayı ve daha az acıyı.
Bu şefkat duygusunu başkalarına karşı yaydığımızda ise daha fazla mutlu olmuyor muyuz?
Tüm bu nefesle başlayan yolculuk kendimize karşı bir nevi sevgi göstergesi değil mi?
Sonuçta kendimizi sevmediğimiz, sevmeyi öğrenemediğimiz sürece başkalarını da sevebilmemiz pek mümkün olmuyor.
Sevgiyle Kalın,
An’da kalın.