“Hayır!” diyebilmek /

Sevdiklerinize “Hayır” diyebilir misiniz?

“Hayır” derken kendinizi nasıl hissedersiniz?

Vicdan azabı hissetmeden “Hayır” diyebilmek nasıl mümkün?

Karşınızdakine “Hayır” demediğiniz de kime “Hayır” demiş oluyorsunuz?

Yıllarca sevdiklerime “HAYIR” demekte çok zorlandım.

Hayır neye eşitti benim gözümde

Hayır = Seni sevmiyorum 

Hayır = Sana değer vermiyorum

Hayır = Yeterince önemli değilsin

Hayır = Önceliğim değilsin

Hayır = Bencil biriyim ben.

06-RH-JOURNAL.png

Hayır kelimesinin bir çok alt mesajı olduğuna inanıyordum.

Adı üstünde! İnanç kalıbı. Alıyorsun birilerinden sonra sahip çıkıyorsun yıllarca seninmiş gibi.

Bir de uğruna bedeller ödüyorsun hem de bazen en pahalısından.

Hayır demenin aslında yukarıdaki anlamlarının hiçbirine denk gelmediğini anladığımda çok özgür hissettim kendimi.

Çünkü Hayır’ın gerçek anlamını anlamıştım.

HAYIR, “aslında başka bir EVET ’im var ve/fakat şu an onu seçmek istiyorum.” demek. 

Seni halen seviyorum ve benim için halen önemlisin. 

Başkalarının benim hakkımda ne düşüneceğine o kadar kafayı takıyordum ki, gerçek fikrimi söylersem, hele bir de onları reddeder ve hayır dersem, ya yukarıdaki mesajları verdiğimi sanırlarsa diye endişeleniyormuşum yıllarca.

Benim hayırım tamamen benimle alakalıydı

Karşısı hakkında hiç bir duygumu ya da düşüncemi yansıtmıyordu.

Tamamen benim sahip çıkmak istediğim ihtiyaçlarımı yansıtıyordu.

Peki, hayır dedin de ne oldu diyeceksiniz şimdi;

Önce kendime hayır diyebilme izni vermemin içimde yarattığı özgürlük ve hafiflik hissi bir iç huzur doğurdu. 

Bu arada vicdanımın sesinden kurtulmak pek kolay olmadı. 

Halen beni ara sıra yoklayan pek tanıdık bir sestir kendisi. 

 Sonra “Hayır” demek yerine, karşımdakine “Evet”imi söylemeye başladım.

Ve “Hayır”larımızın ötesinde, ihtiyaçlarımızın buluştuğu yerden konuşabileceğimizi keşfettim. Karşımdakinin ihtiyacı ile benim ihtiyacım arasında ortak bir alanda buluşmak üzerine konuşabilmeye başladık. 

 “Hayır”ımı söyleme hakkını kendime vermek, başkalarının hayırlarına daha çok ve kolay saygı duyabilmemi sağladı. Hayır demek konusunda kendimi özgür bıraktığım kadar onları da özgür bıraktım. 

“Hayır”ı kişisel almadığımızda karşımızdaki ile ortak bir paydaya giden yeni bir stratejide buluşabilmek daha kolaylaşıyor.

Hayır demenin çoğu zaman ayıp ve saygısızlık olarak algılandığı bir toplumda büyümenin bu izni kendimize vermemizi zorlaştırdığını yaşayarak anladım.

Ancak bu izni kendime verdiğimden beri hem ben daha özgürüm, hem de ilişkilerimi daha özgür yaşıyorum.

Oğluma “hayır seni bu akşam ben yatıramam” dediğimde kötü bir anne olmadığımı kabul ettim. 

Arkadaşım ile buluşmak yerine evde kalmak istediğimde kendime izin vermem gerektiğini öğrendim. Kahve yerine çay istediğimde ayıp olmasın diye sormamaktansa, sorup Hayır’ı duymanın doğallığını ve samimiyetini yaşadım. 

Yorgun olduğum bir zamanda ailem “bizi uzun zamandır görmüyorsun, gelsene” dediğinde, gitmemenin onlara olan sevgimle bir ilgisi olmadığını anladım. 

Benden bir şey istendiğinde eğer o istek sınırları korumamı gerektiriyorsa, burada “Hayır” demenin aslında ilişkime ve karşımdakine verdiğim değer olduğunu öğrendim.

Peki sizin “Hayır diyebilmek” ile ilişkiniz nasıl?

İlk adım kendinize izin vermek,

İkinci adım evetlerinizi duymak,

Evet’lerinizin buluşma paydasını araştırmak. 

 Denemeye var mısınız?

 Sevgi ile kalın

An’da kalın…

Previous
Previous

İyi Stres, Kötü Stres

Next
Next

Her gün şükran duymak #3