Anksiyete ile ilgili gerçekler #6 / Anksiyete kalıcı bir durum değildir.

Bazen, kaygı ya da anksiyete yaşadığımızda bu durumun sabit ve kalıcı olduğu hissine kapılabiliriz. Böylesi anlarda zincirleme olarak sanki kapana sıkışmış, boğuluyormuş ya da bu durumdan çıkmamızın hiç bir yolu yokmuş gibi de hissedebiliriz.

Oysa, gerçekte, tüm duygular gibi kaygının da bir raf ömrü vardır. Kaygı gelir ve gider. Ve her zaman değişen bir yapısı vardır. Kaygının dönüşme potansiyeli olduğunu hatırlamamız ise, gerçek bir değişim sürecini başlatabilir.

Mindful bir çözüm önerisi: Her şeyin gelip geçici olduğunu hatırlamak.

Hayatta her şey doğası gereği bir değişime tabidir. Bizler, Mindfulness pratiklerinde bu değişimin kendimiz üzerindeki yapıcı ve dönüştürücü yönleri üzerinde çalışırız. Kaygı, bize dünyadaki her şeyin sabit ve değişmez olduğunu hissetmemize neden olduğunda, hali hazırda ne kadar değiştiğimizi hatırlamak, gelecek için de aynı derecede dönüştürücü bir deneyime kapı açabilir.

Kendinize, hissettiğiniz kaygı dahil her şeyin bir gün değişeceğini hatırlatmak için aşağıdaki farkındalık egzersizini pratik edebilirsiniz.

• Gözleriniz açık veya kapalı bir şekilde, kendinizi güvenli hissedeceğiniz bir yerde sessizce ve sırtınız dik bir pozisyonda oturabilirsiniz.

• Otururken, burnunuzdan hafifçe nefes alıp verebilirsiniz.

• Bilinçli bir farkındalıkla, nefesinizi bir süre izleyerek enerjinizi stabil bir düzeye getirebilirsiniz.

• Ardından, hayatınızın ilk aylarını, bebeklik döneminizi aklınıza getirebilirsiniz.

• O zamanlar bedeninizin ne kadar farklı olduğunu anımsayabilirsiniz.

• Ve yine o zamanlar, dünyayı ne kadar dar bir perspektifle kavradığınızı da hatırlayabilirsiniz.

• Bir zamanlar inandığınız, ama artık doğru olmadığını bildiğiniz şeyleri hatırlayabilirsiniz.

• Hayatınızın şu ana kadar olan oluşumunu yeniden gözden geçirebilirsiniz.

• Bu süre zarfında yaşadığınız tüm fiziksel değişiklikleri fark edebilirsiniz.

• Dünya görüşünüzdeki değişiklikleri fark edebilirsiniz.

• Bedeninizde ve zihninizde ne kadar büyük bir değişim yaşadığınıza dikkat edebilirsiniz.

• Bu değişikliğin şu anda meydana gelme olasılığını düşünebilirsiniz.

• Aynı şekilde dünya görüşünüzün de değişme olasılığını düşünebilirsiniz.

• Son olarak, ne bedeninizin ne de zihninizin statik, değişmeyen ya da hareketsiz olmadığının farkında olarak dingin bir şekilde dinlenebilirsiniz.

Bu pratiği sizlerle paylaşmamın ardından, yazımı, Rev. John Watson’ın sözleriyle sonlandırmak istiyorum.

"Birbirimize karşı nazik olalım, çünkü bir çoğumuz bu hayatta zorlu bir savaş veriyoruz."

Sevgiyle kalın.

An’da kalın.

anksiyete-gerçekler-6-raquel-habib.png
Previous
Previous

“Real Change” / “Gerçek Değişim” kitabından alıntılar #8/ Hassas Denge

Next
Next

Stresi Yönetebilmenin 12 Pratik Yolu